Tuncel Kurtiz Sözleri


Seslendirdiği bir çok şiir ile tanıdığımız Tuncel Kurtiz’in eserlerini ve söylediği sözleri tek sayfa altında topladık. Özellikle Ezel dizisi ile hayatımıza giren Ramiz Dayı karakteri hafızalardan silinmiyor. Hemen aşağıda ise birbirinden güzel, etkileyici ve anlamlı Tuncel Kurtiz sözlerini ve şiirlerini bulabilirsiniz.

En Güzel Tuncel Kurtiz Sözleri

Teslim olunmadan sadık olunmaz.

Güç gizden gelir yeğen!

Hesap görmek hesap etmekten zordur yeğenim.

Acı çekmiş hiç kimse, artık eskisi gibi değildir.

Cesurun bakışı korkağın kılıcından keskindir yeğen!

Bir insan ne kadar merhametliyse o kadar kazık yer.

Mesele ölmek değil yeğen asıl mesele iz bırakabilmektir.

Sadakat ya birine doğru koşmaktır ya birinden kaçmaktır.

Portakalı soymadan içinin iyi olup olmadığını anlayamazsın.

Dön bak arkana yeğen. Gitmez dediğin kaç kişi şimdi yanında.

Ben her şeyi olan ve kaybedeceği hiç bir şey olmayan insanım.

Senin yerinden oynatamadığın taşlar var yeğen ama benim yok!

Ölüm gibidir sadakat. Bir kere çizgiyi geçtin mi geri dönüş yoktur.

İnanıyorum söylediğini candan söylediğine, ama bugünkü kadar yarın bozulur çok kez.

Paran varsa insanlar seni tanır, eğer ki paran yoksa sen insanları tanırsın…

Aynı sofradan yemek yemişti dostlar. Masada karnı doyan kalktı ve düşman oldu dostuna.

Bir insanı yalanlarla kazanmak yerine, doğrularla kaybetmeyi tercih ederim.

Kadere inanan insan tesadüfe inanmaz. Tesadüfe inanan adamsa kaderini kendi elinde tutamaz.

Daha önce acı çekmiş biriyle birlikte olun. Çünkü onlar mutluluğun değerini daha iyi bilirler.

Değişmek zordur yeğenim ama bazen. Aynı adam olmak daha zordur.

Oyunun sonuna geldiğinde, çoktan tükenmiştir gidecek olduğun yerlerin.

Ağlaya ağlaya geldiğin dünyada, güle oynaya yaşayacağını mı sandın yeğen?

Kaderimiz olan aşka değil de aşkıyla kaderimizi değiştirene içelim!

Ne kadar değişirsen değiş nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı.

Çözemedim bazılarını. Uzaktan mı adamlar adamlıktan mı uzaklar?

Bazen öyle acır ki için değiştin sanırsın şimdi dersin. Şimdi her şeyi yapabilirim.

Seni önceden saçma sapan sevmişler Selma benimkisi ağır geldi tabi.

Hayatın kuralı bu ne kadar uzağa gidersen git başladığın yere dönersin sonunda.

Sevdiklerimize çok yakından bakarız. Bu yüzden kusurlarını görmeyiz.

Mesele ölmek değil dost bildiğin en güvendiğin adamın eliyle ölmekmiş mesele.

Sözler verilir sözler unutulur ama gün gelir ihanet eden sadakat ister.

Öldürmek için gelen öldürmeden dönebilir ama ölmek için gelen. Ölmeden dönmez.

Bazı insanları kırmak gerekir yeğen, aslında kim olduklarını görmek için…

Ben senin için boşa kürek çektiğimi, sen bir başka bir gemiye bindiğinde de anladım.

Bazen sırf hayatımızda kalmalarını istediğimiz için insanları affedersiniz.

Ara sıra kenara çekilip seyretmek lazım yeğen. Bakmak lazım kimde ne kadarız ve kim bizde ne kadar.

Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak en çabuk unuttuğumuz şeydir; ne yapsak! Üzülme!

Ben hiç mutlu olamaya çalışmıyorum. Denk gelirse mutlu oluyorum, gelmezse canı sağolsun diyorum yeğen…

Çaresizlik aradığı çarenin belki tam önünde olması ama onu bulacak vaktin olmamasıdır çaresizlik.

Eğer birisi seni aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur.

Geçmişe dönmek başka geçmişi silmek başka. Bir kere aktı mı zamanın içinden suyun yolu değişmez.

Sadakat ne menem şeydir bu sadakat? Sadakat sır saklamak mıdır? Sessiz kalmak mıdır? Kıyametin kopacağını bile bile.

Sadakat sevdiğinin kalbini tutup avucunda tutmaktır ama sadakat gerektiğinde o yüreği fırlatıp yere atmaktır.

Sadakat endam değildir aslında sevgiden kör olmaktır hep kaçtığın şeye eninde sonunda yakalanmaktır sadakat.

Bazen yaşamak için öldürmek zorundasın. Bazen yaşamak için içindeki sevgi seni öldürmeden sen onu öldürmek zorundasın.

Savaşmak aslında hasmınla savaşmak değil sevdiklerinle savaşmaktır. Savaşırken göremezsin bazı savaşları kazanamazsın artık durmalı ve geri çekilmelisin.

Bir gün sevginin bitmesine insan neden üzülsün. Aşk mı kaderi kovalar kader mi aşkı daha kimseler çözemedi bu bilmeceyi.

Sevdiğini korumak için savaşman yetmezse eğer en karanlık çare onun sevgisini öldürmektir. Sevdiğini kurtarmak için en kötü ihtimal en son yol ona ihanet etmektir.

Zorunu benden duy yeğenim herkese yalan söylemen yetmez artık. Bundan böyle bir başına kalsan da artık kendin olamazsın.

Unutma! Bin kere dönsen o güne bin kere ihanet edecekler sana. Herkes doğasının gereğini yapar. Bin kere ihanet etseler sana çaresi yok bin kere gidersin yanlarına.

Hayal ettiğin her şey bir gün bir ihtimal gerçek olabilir o ihtimali yok etmeden unutabilir misin gerçekten sevdiğin tek insanı.

Sözler verilir sözler unutulur gün gelir ihanet eden sadakat ister. Sadaka gibi verilmez sadakat isteyen hepsini ister. Sevdiğine sadık kalan adam kendinden vazgeçebilen adamdır.

Korkunçtur sonunda gördüğün gerçeğin en çıplak en gaddar en acımasız yüzü ama en korkuncu her şeye sahipken bile bir anının bir hayalin bir hayaletin peşinden koşmak.

En iyi soygunlar girerken değil çıkarken bozulur yeğen. Haydutlar öyle iyi planlar ki girmeyi nasıl çıkacaklarını unuturlar. Çıkacaksan hemen çıkacaksın yeğen yoksa çekerler yoksa seni içeri.

İkisi de akıntının içine doğru sürüklenirken kurbağa sorar akrebe niye yaptın akrep kardeş? Bak şimdi ikimiz de öleceğiz. Akrep döner ve şöyle der napayım benim huyum bu.

Sadakat erdem değildir aslında sevgiden kör olmaktır hep kaçtığın şeye eninde sonunda yakalanmaktır sadakat. Yemin etmeden bir daha düşün çünkü sadakatle başlayan her şey ihanetle biter.

Elinden bir şey gelmeyince kabullenmek kolaydır. Asıl çaresizlik kendine elimden geleni yaptım mı diye sormaktır. Çünkü asıl çaresizlik çareyi geçirmişken eline avuçlarının içinden kaçırmaktır.

Ölüm gibidir sadakat pazarlığı olmaz. Bir kere çizgiyi geçtin mi yoktur dönüşü. Ne umutlar fısıldarsa fısıldasın sana hayat çeker gider sadık kalmaz sonunda. Ama kötülük öyle mi hep yanı başındadır insanın.

Hayatın kuralı bu yeğen ne kadar uzağa gidersen git başladığın yere dönersin sonunda. Ne kadar değişirsen değiş nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı. Ne kadar terbiye etsen de susturamazsın içindeki canavarı. Nereye gidersen git şunu unutma. Herkes gün olur evine döner.

En karanlık gününde en çaresiz anında kendini ortaya atıyorsan eğer en umutsuz anında kendin için değil çocukların için kendini çare diye sunuyorsan eğer yüreğinde çocuğunun sevgisini tutan hiç kimse çaresiz değildir. Tüm kapılar üstüne kitlenmiş de olsa birinin kalbinde yer tutan hiç kimse tutsak değildir kendi kafesine. Çaresizlik aradığın çarenin belki tam önünde olması ama onu bulacak vaktin olmamasıdır çaresizlik. Çaresizlik cevapsız kurak bir ıssızlık değildir. Dışarıda devam edecek hayattır asıl engel. Asıl engel sana geçit vermeyen seni umursamayan seni yutan hayattır asıl engel.

Gerçekleri saklayarak ulaşabilir misin gerçeğe anıların içinde aradığın insanı bulabilir misin hiç yaşanmamış hayata gerçek gibi tutunabilir misin orada olmayan birinin seni hala koruduğuna inanabilir misin gerçeğin o kadar çok yüzü var ki senin gördüğüne inanabilir misin.

Ezel bir kere ihanete uğradın mı anılar sana bataklık olur yeğen. Hatırladıkça çekerler seni içeri hatırladıkça affetmek istersin yeğen. Çünkü affetmek unutmak demek öncesini hatırladıkça sonrasını unutmak istersin çırpınma boşuna yeğen o hançer bir kere saplanınca çıkarmaya kalktıkça iyice kalbine gömersin.

İnanıyorum söylediğini candan söylediğine. Ama bugünkü karar yarın bozulur çok kez. Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak en çabuk unuttuğumuz şeydir ne yapsak. Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak en çabuk unuttuğumuz şeydir ne yapsak. Mademki bu dünya bile yok olacak iyi niyetli kurbağa akrebe yardım eder. Akıntının ortasında kurbağa sırtında korkunç bir acı hisseder…

Seni sınayacaklar yeğen sana soracaklar. Ne soracaklar yeğen bir tarafta melek bir tarafta şeytan ne soracaklar sanırsın ha? Seni sınayacaklar yeğen sana soracaklar. Artık tereddütte gerek yok ya ileri gideceksin ya vazgeçeceksin.

Ramiz Dayı Sözleri

Ramiz Dayı Sözleri

Bazı haklar “Helal” edilmez kardeş.

Ben sana hiç yetişemedim.

Emir almak başka keyif almak başka.

Her ihanet sevgiyle başlar.

Hesap görmek, hesap etmekten zordur yeğenim.

İntikam ölümden güçlüdür.

İhanet onları ayırdı, intikam birleştirecek.

Tanık dediğin suç ortağındır aslında.

Yalnızlık paylaşılmaz. Paylaşılırsa yalnızlık olmaz

Kimsin sen? Şüphesiz sen sen değilsin.

En çok sevdiğim iki insan yanımda gideceksek böyle gidelim yeğen ha?

Toz konduramadıklarımız çamura batmış kardeş.

Asıl çaresizlik derdin devasız olması değil. Birini iyi edecek şeyin diğerinin kadehine zehir olmasıdır.

Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin?

Sevda pahalı bir hediyedir. Bunu ucuz insanlardan beklemeyin.

Başladığı yerde biterse bittiği yerde yeniden başlar.

Sözler verilir, sözler unutulur. Gün gelir; ihanet eden, sadakat ister.

Mesele yaşamakta değil yeğen mesele iz bırakabilmekte…

İnsan, sevdiklerinden nefret etmeye başlayınca, nefret ettiklerini sevmeye başlıyor.

Herkesin bir beklediği vardır illaki, ama en çok kimi bekliyorsan o gelmez.

Kimse kimseyi kaybetmez, giden başkasını bulur, kalan kendini.

O sana küçük bir umut verdi, sen ona her şeyini…

Kimden kaçtıysak ona dönmedik mi sonunda?

İnsan bastırdığı duygunun esiri olur.

Birini çok sevdiğiniz de; size bin kere de yalan söylese, yine de herkesten çok ona inanmak istersiniz.

En çok üzeni sever insan, en çok gideni sever…

Mesele ölmek değil dost bildiğin en güvendiğin adamın eliyle ölmekmiş mesele.

İpi kesmeye kıyamayıp, bir ömür verdik düğüme.

Ne yaparsan yap sen kazanamayacaksın sen kaybedeceksin çünkü sen işin başında kaybetmişsin kardeş.

Olan olmuş. Artık hiçbir neden onu olmamış yapamaz.

Ölüm gibidir sadakat. Bir kere çizgiyi geçtin mi geri dönüş yoktur.

Portakalı soymadan içinin iyi olup olmadığını anlayamazsın.

Sadakat ya birine doğru koşmaktır ya birinden kaçmaktır.

Sakın bir daha seni seviyorum deme çünkü inanırım.

Sevdiklerimize çok yakından bakarız. Bu yüzden kusurlarını görmeyiz.

Yalnız kalan bir insan hiç yalnızlığından bir başkasına bahsedebilir mi?

Birine öyle bir söz söyle ki, ya yaşat ya da öldür; ama asla yaralı bırakma.

Şunu unutma kardeş; Fazla fedakarlık, fazla vefasızlık getirir…

Sıra bana geldiğinde affetmek diye bir şey olmayacak kardeş.

Herkes bir gün ölür yeğen. Kimi toprağa gömülür, kimi yüreğe…

Zamana bıraktığımız her şeyin zamanla yok oluşunu izledik.

Hikayesi uzun olanın, konuşulacak meselesi kısa olur kardeş…

Bekleyeceksin yeğen, zamanından önce istersen zamanından önce kaybedersin.

Geçmişin yası tutulmaz intikamı alınır kardeş.

Bir kere aktı mı zamanın içinden suyun yolu değişmez.

Kırılmak istemiyorsan kendini yere bırakmayacaksın.

Ben her zaman yanındayım diyenlerin bir gece ansızın gidişini izleyeceksiniz.

İntikam dedikleri kardeş, verilmemiş adalettir.

Beklemekte acı verir, unutmak da. Ama en kötüsü ikisinin arasında karar vermektir. Beklemeli mi? Unutmalı mı?

Ne yaparsak yapalım kazanamayacağız çünkü biz yolun başında kaybetmişiz…

Bazen yaşamak için öldürmek zorundasın, bazen yaşamak için içindeki sevgi seni öldürmeden, sen onu öldürmek zorundasın.

Ne yaparsan yap pişman öleceksin kardeş, ya yaptıklarından, ya yapamadıklarından…

Hikayeyi değiştiremedikten sonra, son sayfada ne yazdığını bilmek; yük olur insana sadece.

Her şeyin bir bedeli var bu hayatta kardeş, en çok da mutluluğun…

Aşk mı intikam mı mahkum mu cellat mı. hep ikisinden birini seçmen istendi. Ama hep bir üçüncü şık var. O da ateşe atlamak.

Bazen hayat seni öyle zorlar ki yeğenim yolun başında kimdin unutursun.

Bazen öyle acır ki için değiştin sanırsın şimdi dersin. Şimdi her şeyi yapabilirim.

Ben her şeyi olan ama kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir adamım.

Ben yalandan mı iyi ettim seni yeğen yalandan mı çakalların elinden kurtardım? Ben seni yoktan var ettim.

Kaderimiz olan aşka değil de aşkıyla kaderimizi değiştirene içelim!

Beni ne düşmanlarım ne kabadayılar ne de Kenan öldürdü. Beni sen öldürdün sen!

Bir şey yapmadan önce eğer yaparsan sana ne yapacağımı bir düşün önce.

İmkansız, unutmam imkansız, sevmem imkansız, vazgeçmem imkansız, kaybetmem imkansız.

İnanıyorum söylediğini candan söylediğine ama bugünkü kadar yarın bozulur çok kez.

Kadere inanan insan tesadüfe inanmaz. Tesadüfe inanan adamsa kaderini kendi elinde tutamaz.

Birini yenmenin en kolay yolu o birini yenerken onu seyretmekle öğrenilir.

Çaresizlik aradığı çarenin belki tam önünde olması ama onu bulacak vaktin olmamasıdır çaresizlik.

Eğer birisi seni aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur.

Benim oyunumla senin oyunun bir değil kardeş benim senden alacaklarımı senin bu masaya koymaya cesaretin yok!

Zorunu benden duy yeğenim herkese yalan söylemen yetmez artık. Bundan böyle bir başına kalsan da artık kendin olamazsın.

Bazı kararlar aldım. Herkese her şeye mesafeliyim artık. Belki bir kat daha duvar ördüm, belki daha da keskinleştim ama ben ayağa kalktım.

Nasıl unutacağım? Unutmayacaksın çocuk. Ama geçecek. Her geçen gün biraz daha azalacak. Bir gün bir bakmışsin unutmamışsın ama geçmiş.

Bu gün bi köprünün tam ortasında durdum aşağıda alevler arkamda melek önümde şeytan ikisi de aynı soruyu sordu. Kimsin sen kimin tarafındasın.

Çekil bir süre kendi köşene. Bırak su kendi çatlağını bulsun. İzin ver de kuklalar içlerinde sen varmış gibi oynasınlar kurduğun bu oyunu.

Değişmek zordur yeğenim ama bazen aynı adam olmak daha zordur. Hayat öyle yüklenir ki üstüne durduğun yerde çatır çatır çatırdarsın.

Hayal ettiğin her şey bir gün bir ihtimal gerçek olabilir. O ihtimali yok etmeden unutabilir misin gerçekten sevdiğin tek insanı.

Herkes gerçeği aradığını söyler herkes gerçeğin onu kurtarmasını bekler ama seni özgür bırakan gerçeğin değil sonunda kavuştuğun yüzüdür sevdiğinin.

Kaderimiz niye avucumuzun içinde yazılıdır bilir misin? Gerektiğinde gizleyebilelim diye.. Niye bilir misin? Çünkü güç gizden gelir.. Gerçek niyetini kimse bilmeyecek.. Kaderin sırrındır.. Kaderini kimseyle paylaşmayacaksın..

Kendi kanını kendi elleriyle kurutan bir adamım. İşte ben böyle bir adamım. Ömer benim de oğlum o benim son oğlum. Ben ne Allah?ım ne de Azrail. Ne alabilirim oğlunun canını ne de geri verebilirim sana. Yapamam.

Korkunçtur sonunda gördüğün gerçeğin en çıplak en gaddar en acımasız yüzü ama en korkuncu her şeye sahipken bile bir anının bir hayalin bir hayaletin peşinden koşmak.

Sen silahını düşmanlarına çevirip hep dostlarını vuracak bir adamsın. Sen seni aile bilenleri ailesiz bırakacak bir adamsın.

Savaşmak aslında hasmınla savaşmak değil sevdiklerinle savaşmaktır. Savaşırken göremezsin bazı savaşları kazanamazsın artık durmalı ve geri çekilmelisin.

Sen de senin yetiştirdiğin hayalperest çocuk da; benle benim yetiştirdiğim kahramanla başa çıkamaz Ramiz Abi.

Tebrik ederim yerimi buldunuz niye girmiyorsunuz içeri? Giremezsiniz, çünkü siz aşağıdasınız, çünkü siz dışarıdasınız. Aramızda öyle bir duvar var ki isteseniz de giremezsiniz.

Unutma! Bin kere dönsen o güne, bin kere ihanet edecekler sana. Herkes doğasının gereğini yapar. Bin kere ihanet etseler sana çaresi yok bin kere gidersin yanlarına.

Ailenden biri bıraktığında seni ya da sen bıraktığında onu karanlıkta çağırırsınız hala birbirinizi. Ailenden biri bugün ölecek çaresi yok tek bir soru kaldı geriye kim?

Sakın tek bir kelime daha etme, sakın tek bir yalan daha söyleme. Niye biliyor musun? Çünkü inanırım! Onca şeyden sonra şimdi tek bir cümle et, gözlerime bakıp beni sevdiğini söyle… Gerçek olmadığını bal gibi bilirim; ama yine de sana inanırım… O yüzden; tek bir an bile beni sevdiysen, sakın.

Bazen yeğen işleri yoluna koymak için sıkmayacaksın yumruğunu açacaksın avucunu avucundakileri savuracaksın havaya. Bekleyeceksin bekleyeceksin sana geri gelmelerini.

Ömer iyi çocuktu; ama fena bir kusuru vardı. İnsanlara fazla güveniyordu. Sırf seviyor diye onları tanıdığını zannediyordu. Eğer geri dönüp söyleyebilseydim söylerdim. Ömer derdim; “her ihanet, sevgi ile başlar.”

En iyi soygunlar girerken değil çıkarken bozulur yeğen. Haydutlar öyle iyi planlar ki girmeyi nasıl çıkacaklarını unuturlar. Çıkacaksan hemen çıkacaksın yeğen yoksa çekerler yoksa seni içeri.

En karanlık gününde en çaresiz anında kendini ortaya atıyorsan eğer en umutsuz anında kendin için değil çocukların için kendini çare diye sunuyorsan eğer yüreğinde çocuğunun sevgisini tutan hiç kimse çaresiz değildir.

Ezel duy sesimi! Bir kere ihanete uğradın mı anılar sana bataklık olur yeğen, hatırladıkça çekerler seni içeri, hatırladıkça affetmek istersin yeğen; çünkü affetmek unutmak demek, öncesini hatırladıkça sonrasını unutmak istersin, çırpınma boşuna yeğen, o hançer bir kere saplanınca sırtına çıkarmaya kalktıkça iyice kalbine gömersin.

Fırtınada ağaçlar nasıl çatırdar bilir misin kardeş? Her insanın binbir maskesi altında da iki yüzü vardır. Her insan hem avcı hem kurbandır. Hem masum, hem canavardır. Ne zaman geçer bilinmez birinden diğerine. Asıl meselesi insanın ne zaman masumdan canavara geçtiği değil, ne olursa geçtiğidir.

Geçmişe dönmek başka geçmişi silmek başka. Bir kere aktı mı zamanın içinden suyun yolu değişmez.

Gerçeği öğrenmek için kimi kendini ortaya atar kimi de başkasını ateşe atar ama çaresizce aradığın şey gerçek değil aslında sen bir kuytuda bırakıp gittiğin kendini arıyorsun aslında.

Gerçeği yine de öğrenmek için yalanlardan örülü bir ipe tutunmak ne korkunçtur.

Gerçekleri saklayarak ulaşabilir misin gerçeğe? Anıların içinde aradığın insanı bulabilir misin? Hiç yaşanmamış hayata gerçek gibi tutunabilir misin? Orada olmayan birinin seni hâlâ koruduğuna inanabilir misin? Gerçeğin o kadar çok yüzü var ki senin gördüğüne inanabilir misin?

Sen fazlasını bilmek istemiyorsun arkadaş sen sadece birgün senin de sevilebileceğini bilmek istiyorsun ve ne yaparsan yap sevilmiyorsan eğer seni gerçekler değil sokatan seçtiğin rastgele birini kurban etmek kurtarır.

Sadakat erdem değildir aslında sevgiden kör olmaktır. Hep kaçtığın şeye eninde sonunda yakalanmaktır sadakat. Yemin etmeden bir daha düşün; çünkü sadakatle başlayan her şey ihanetle biter.

Seninle benim aramdaki fark kardeş sen kendin için yalvarırsın ben sevdiklerim için. Seninle benim aramdaki fark kardeş sen adamlarına öldürmeyi öğretirsin. Ben ölmeyi. Öldürmek için gelen öldürmeden dönebilir ama ölmek için gelen?

Masallar güzeldir ama kimse bir günde unutmaz. Kimse bir günde değişmez. Kimse hayatının sonuna dek canavarlara aşık kalmaz. Herkesin iki yüzü vardır ama kimse ikisine birden aşık olmaz. Sende ki kahramanlara aşık olanların ise o kahraman başkasına aşık olunca, içlerinde ki canavar çıkar ortaya.

Hayatın kuralı bu yeğen; ne kadar uzağa gidersen git, başladığın yere dönersin sonunda. Ne kadar değişirsin değiş, nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı. Ne kadar terbiye etsen de susturamazsın içindeki canavarı. Nereye gidersen git yeğen, şunu unutma: Herkes gün olur, evine geri döner.

Bir gün bir çocuk gördüm. Çocuk perperişan dünya başına yıkılmış gibi üzgün. Yanına gittim, niye böyle üzgünsün çocuk dedim. Beni öldürdüler dedi. Çocuk dedim, burada herkes ya ölmüştür ya öldürmüştür zaten. Kaldırdı kafasını bana baktı. Mesele o değil, mesele ölmek değil dedi. Mesele neymiş biliyor musunuz? Mesele, en mutlu olduğun o gün en güzel hayaller kurduğun o gün ölmekmiş mesele. Mesele ölmek değil, dost bildiğin en güvendiklerinin eliyle ölmekmiş. Şimdi anladınız mı kimmiş o çocuk?

İkinci bir şans kazanmak kızım, ilk şansı kaybetmek demektir. Bize de öyle oldu,öyle bir şey oldu ki; çocuk dostu düşmanı bir kenara fırlattı. Ben de o zaman öğrendim; ikinci hayat kızım ilkinde ihanete uğramak değil, ilkine ihanet etmekmiş. Herkes ikinci bir şanstan bahseder, ama kimse kötülüğe açılan kapıdan ilk defa nasıl girmiş hatırlamak istemez. İlk hayatla ikinci hayat arasında bir ömür vardır. Hiç bir şey bitmez, her şey değişir.

Sadakat… Ne menem şeydir bu sadakat. Sadakat sır saklamak mıdır? Sessiz kalmak mıdır? Kıyametin kopacağını bile bile. Ölüm gibidir sadakat, pazarlığı olmaz. Bir kere çizgiyi geçtin mi, yoktur dönüşü. Ne umutlar fısıldarsa fısıldasın sana, hayat çeker gider, sadık kalmaz sonunda. Ama kötülük öyle mi? Hep yanı başındadır insanın. Sözler verilir. Sözler unutulur. Gün gelir ihanet eden sadakat ister. Sevdiğine sadık kalan adam kendinden vazgeçebilen adamdır. Sadakat sevdiğinin kalbini çıkarıp avucunda tutmaktır. Ama sadakat gerektiğinde o yüreği fırlatıp yere atmaktır. Sadakat erdem değildir aslında. Sevgiden kör olmaktır. Hep kaçtığın şeye eninde sonunda yakalanmaktır. Yemin etmeden bir daha düşün; çünkü sadakatle başlayan her şey ihanetle biter.

Tuncel Kurtiz’in Hayat Verdiği Şiirleri

Tut Yüreğimden Ustam

Ustam!

Aklım firarda.
Gözbebeklerimde müebbet hüzün,
Dilimde ay kesiği bir yara,
Düşüm kırık dökük,
Umudumun boynu bükük,
Bir öksüzün omuzlarında sükut.
Yüreğim sana emanet sıkı tut.
Tut ki; kancık pusulara düşmesin.
Bir hain kurşunu gelip deşmesin…

Ustam!

Ne zaman o senin bildiğin zaman,
Ne sevda gördüğün masallardaki.
Eskiden,
Halı tezgahında dokunurdu aşklar,
Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler,
Yüreklere kazılırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli
Sevdalar, kavgalar iki kişilik.
Oysa şimdi;
Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan,
Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
Günahkar gecelerden…

Beni herkes sevdaya asi sanır,
Oysa aşk, beni nerde görse tanır,
Hasret tanır,
Zulüm tanır,
Ölüm tanır,
Yüzüm yüzümden utanır….

Yorgunum ustam;
Ne katıksız somun isterim senden,
Ne bir tas su,
Ne taş yastıkta bir gece uykusu.
Var gücünle asıl sükunetime,
Çığlığım kopsun,
Uzat ellerini güneşe dokun,
Uyandır uykusundan,
Tut yüreğimden ustam tut,
Tut beni, sür güne…

– Serkan Uçar

Etme

Duydum ki sefere çıkmayı kuruyormuşsun etme
Bir başkasını sevmeye bir başkasını dost etmeye niyetlenmişsin yapma yapma
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

Bizim dudağımız kurur sen kurayacak olursan
Gözlerimizi öyle yaşdolu ediyorsun etme
Çalma bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terkediyorsun etme
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mahfediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme

Mevlana

Oysa Herkes Öldürür Sevdiğini

Oysa herkes öldürür sevdiğini
Kulak verin bu dediklerime,
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle,
Korkaklar öpücük ile öldürür,…
Yürekliler kılıç darbeleriyle
Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimi yaşlı iken
Şehvetli ellerle boğar kimi
Kimi altından ellerle
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.
Kimi yeterince sevmez
Kimi fazla sever
Kimi satar kimi de satın alır
Kimi gözyaşı döker öldürürken,
Kimi kılı kıpırdamadan
Çünkü herkes öldürür sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez…

Oscar Wilde

Yorum yapın