Victor Hugo Sözleri


Bu dünyaya bıraktığı onlarca eseri bulunan Victor Hugo’nun en önemli ve ses getiren romanı sefiller olmuştur. Bu beş ciltlik romanı okumanızı tavsiye ediyorum. Şimdi gelelim kısa kısa Victor Hugo’nun sözlerine ve sefiller romanından alıntılara; Hemen aşağıda sizleri bekliyor. Ayrıca Hindistan’ın en popüler felsefecilerinden Osho‘nun sözlerinide incelemeyi unutmayın.

En Güzel Victor Hugo Sözleri

Neredeyse hiç acı çektirmeden bedeni öldürmekle övünüyorlar. Hey! İşte bundan söz ediliyor! Manevi acının yanında fiziki acının ne önemi var? Dehşet ve merhamet, yasalar böyle yapılmış.

Yaşamak istediğim tek hafızadan çoktan silinmiştim bile!

Doğru ya da yanlış, insanlar hakkında söylenenler, onların yaşamlarında ve özellikle kaderleri üzerinde yaptıkları işler kadar önemli bir etkiye sahiptir.

Sokakları arşınlamaya başladı, acı çekenlerin dermanı.

Mutlu olmak yetmez, halinden memnun olmak da gerek.

İnsanları görmemek onların çok mükemmel olduklarının varsayılmasına neden olur.

Çünkü olağanüstü bir etki bırakanlar her zaman için kalabalıktan birinin kendilerine hizmet edeceğinden emindirler.

En sağlam direniş: Kalbi temiz tutmak.

Mümkün olduğunca az günah işlemek insanın yasasıdır. Hiç günah işlememek meleğin düşüdür. Dünyevi olan her şey günaha boyun eğer. Günah yerçekimine benzer.

Geçmişin taklitleri sahte isimler kendilerini gelecek olarak adlandırıyorlar.

İnsan üzerinde hep bir yük oluşturan ve suça meylettiren bir ten taşır ve ona boyun eğer.

Temyiz sizi bir uçurumun üzerinde asılı tutan ve kopana dek sürekli çıtırdadığı duyulan bir ipten ibarettir.

Ezilmiş insanlar arkalarına bakmazlar. Kötü kaderin kendilerini izlediğini iyi bilirler.

Çünkü safiyetle yükselen güzelliği tasvir etmek imkânsızdır ve hiçbir şey, farkında olmadan elinde cennetin anahtarını taşıyan göz kamaştırıcı masumiyet kadar mükemmel değildir.

Bazı şeylerin unutulması, yeni şeylerin öğrenilmesi koşuluyla gereklidir.

Çocuklar nasıl bıçakla oynayıp kendilerini yaralarlarsa, kadınlar da güzellikleriyle oynayarak kendilerini yaralarlar.

Manevi bir acının yanında fiziki acının ne önemi var ?

Çünkü kendilerini feda edenler her zaman sadece ideal uğruna –güzel olan da budur- ölürler.

Zevk almak, ne hüzünlü bir amaç, ne zayıf bir tutkudur! Hayvan zevk alır.

Bir ermiş olmak istisnadır, dürüst bir insan olmak kuraldır. Yanılın, gücünüzü kaybedin, günah işleyin, ama dürüst olun.

İnsanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkumdurlar.

Bir adam acı çekiyorsa, en büyük merhamet onun yarasına dokunmamak değil midir?

Arkasında kendi siluetini taşıyan bir karanlık bırakmak, bir insan için felakettir.

Diz çökeni selamlıyoruz. İnanç, insan için gereklidir. Hiçbir şeye inanmayanın vay haline!

Delikanlı mı? dedim, sizden daha yaşlıyım; her çeyrek saatte hayatımın bir yılı gidiyor.

Resimli Victor Hugo Sözleri

Victor Hugo Yazıları

Etrafımdaki her şey tekdüze ve renksiz diye, benim içimde bir fırtına, bir mücadele, bir trajedi yok muydu?

Büyük tehlikelerin birbirini hiç tanımayan insanların kardeşliğine ışık tutmak gibi güzel bir yanı vardır.

Acı çekilen cehennemden daha dehşet verici olan, içinde can sıkıntısı çekilen cehennemdir.

Sizden barınacak bir yer isteyene ismini sormayın. Barınacak bir yer isteyen özellikle ismini telaffuz etmekten utanır.

Acıyı unutuşla silmeyi denemez, tersine onu umut aracılığıyla büyüterek itibarlı kılmaya çalışırdı.

Delirmenin insanı yaşattığı söylenir; en azından bilinç kaybolduğu için daha az acı çekilir; ölü gibi uyunur.

Cehennemin arkamızda kaybolmasının doğal sonucu cennetin önümüzde belirmesidir.

Bunun nasıl bir şey olduğunu, nasıl ölündüğünü bilseydim keşke! Ama korkunç bir şey, bilemiyorum.

Melek dilde içi boşalmayan tek sözcüktür. Başka hiçbir sözcük âşıkların hunharca kullanımına bu kadar direnemez.

Zaten aydınlık demek illa ki sevinç anlamına gelmez. Aydınlıkta da acı çekilir; ateşin fazlası yakar. Alev kanadın düşmanıdır. Uçmaya ara vermeden yanmak dâhinin mucizesidir.

Tayfa için gelgit neyse, suçlu için vicdan azabı odur. Tanrı ruhu okyanus gibi kabartır.

Ama yükselenlerde hoşumuza giden şeyler, yıldızı sönenlerde o kadar hoşumuza gitmiyor.

Tanrı’nın yarattığı varlıklar arasında insan yüreği kadar ışık ama ne yazık ki aynı zamanda karanlık saçan başka bir şey yoktur.

İnsan onu gözlemeli, bastırmalı, durdurmalı, ancak son raddede ona boyun eğmelidir. Bu itaat halinde günah işlenebilse de, bu, büyük bir günah sayılmaz. Bu bir düşüştür, ama dizlerin üzerine düşme duayla telafi edilebilir.

Mutluluk, elde etmek için peşinden koşulacak; sonra da kaybetmemek için çaba sarfedilecek bir şey değildir. Mutluluk; senden bağımsız olarak, istediği zaman gelir, dokunur sana. Önemli olan, o eşsiz temas anının tadını çıkarmayı akıl edebilmektir.

O zaman tepeden tırnağa titrerken beni götürüp kollarının arasına, dizlerinin dibine atsınlar, o ağlasın, birlikte ağlayalım, sözleri beni teselli etsin, yüreğim onun göğsünde sakinleşsin ve o benim ruhumu kavrarken ben onun Tanrı’sına kavuşayım.

İdam mahkumu! Peki neden olmasın? İnsanlar -buna hangi kitapta rastladığımı bilemiyorum- fakat yalnızca güzel şeylerden bahseden bir kitapta, bütün insanlar, günü meçhul bir infaza mahkumdurlar diye okuduğumu hatırlıyorum. Peki, o halde benim durumumda değişen ne vardı ki?

Yaşamın sonuna gelindiğinde ölmek, gitmek anlamına gelir, yaşamın başlangıcında gitmek ise ölmek demektir.

Ne yazık! Dünyada sadece tek bir varlığı sevmek, onu bütün kalbiyle sevmek ve karşınızda durup size bakar, cevap verir, konuşurken, sizi tanımadığını fark etmek!sadece onun tesellisine ihtiyaç duymak ve bunu yapması gerektiğinden habersiz olan tek kişi olduğunu anlamak!

Victor Hugo Sefiller Sözleri

Özgürlük kurtuluş değildir. Hapisten çıkılır, mahkumiyetten değil.

Ölmek bir şey değil, yaşamamak müthiş şey!

Önemli olan, o eşsiz temas anının tadını çıkarmayı akıl edebilmektir.

Irmaklar geri akmadığı gibi; fikirler de geri dönmez.

Cebimize ait olan tehlikelerden evvel ruhumuza ait olan tehlikelere dikkat etmeliyiz.

Güllerin kadınlardan fazla ya da eksik olan yanları şudur ki; tırtılların onlarda bıraktığı izler gözle görülebilir.

Yaratılışın bir kanunudur ki; yüksek ruhlar yüksek ruhlardan, alçak ruhlar alçak ruhlardan hoşlanır.

Aziz mertebesine erişmek bir istisna, doğru olmak bir kuraldır. Yanılın, kusurda bulunun, günah işleyin ama ‘doğru’ olun.

“Sevmek ve sevmiş olmak.” Bu kadarı yeter. Gerisi? Başka bir şey istemeyin. Hayatın karanlık kıvrımları içinde bulunacak başka inci yoktur. Sevmek bir tür tamamlanmaktır.

Sefalet, sadece bir sınıfın malı veya kaderi değildir. O, bütün insanlığın ve içinde sefaletin kol gezdiği cemiyetlerin ayıbıdır…

Kadın bakışları sakin ve müthiş bir makineye benzer. Her gün sessizce ve zarara uğramadan, bir şey fark etmeden onun yanından geçilir…

Başkalarına verdiğimiz sevincin güzel yanı şudur ki, her akis gibi zayıflamak şöyle dursun; ışığı büsbütün parlaklaşmış olarak bize döner.

Tanrı, hiçbir çocuğu kötü olsun diye yaratmaz. Onu kötü yapan, kötü eğitimdir. Kötü anne-baba, kötü çevre, kötü yönetim balçık gibidir; zavallı yavruları da çekip yutar.

İnsanın en büyük ihtiyacının, düşünce ve duygularını başkalarına aktarmak, onlar tarafından anlaşılır olmak olduğunu unutmamak gerekir.

Mutluluk, elde etmek için peşinden koşulacak; sonra da kaybetmemek için çaba sarfedilecek bir şey değildir. Mutluluk, senden bağımsız olarak istediği zaman gelir, dokunur sana.

Çok zaman acı acı şöyle düşünürdü: “Bir salona girebilmek için ‘kişinin vicdanının çamuruna’ kimse bakmaz, ayakları temiz olsun yeter.”

Bir zorba, halkı susmaya zorlarsa; yazar, yapıtlarının biçimini iki üç kat güçlendirir. Bu sessizlikten, düşünceye süzülen ve tunç gibi donan gizemli bütün çıkar. Tarihteki baskı, tarihçideki vecizliği yaratır. Falan ünlü yazıdaki granit sağlamlığı, zorbanın yaptığı yağmadan başka bir şey değildir.

Bir zaman gelir ki böyle bir şeyin orada olduğunu bile unutulur. Gider, gelir, düşünür, söyler, gülersiniz! Birdenbire yakalanmış olduğunuzu hissedersiniz! İş bitmiştir. Makinenin çarklarına kapılmışsınızdır, bakışlar sizi tutmuştur. Nerenizden ve nasıl tutmuş olursa olsun, ayak sürümekte olan düşüncenizin bir tarafından, dalgınlık halinizden sizi kapmıştır, mahvolmuşsunuzdur. Çarklar bütün vücudunuzu arasına çekecektir.

Victor Hugo Hayatı

Victor Hugo Fransız oyun yazarı, romancı ve şairdir. 1802 yılında Fransa’da dünyaya geldi. Babası bir çiftçiydi. Babası ve annesinin arasında yaşanan bazı anlaşmazlıklar nedeniyle çocukluk yılları problemli geçmiştir. Eğitim hayatı son derece düzensiz geçmiştir. Hukuk fakültesinde öğrenciyken edebiyata yönelmiştir.  Romantizm akımının en önemli temsilcilerinden biridir. En ünlü ve en büyük Fransız yazarlarının başında gelir. Bu ünlü yazarın Fransa’daki edebi popülerliği ilk önce şiirlerinde başlamış romanlarıyla devam etmiş ve en son tiyatro oyunlarıyla zirveye çıkmıştır. Victor Hugo dünyaca ünlü evrensel bir yazardır. Dünyada en çok bilinen eserleri Notre Dame’ın Kamburu ve Sefiller’dir. Bu ünlü romancı gençlik yıllarında kral yanlısıydı. Ancak görüşü seneler geçtikçe değişti. Daha sonra ateşli bir cumhuriyet savunucusu oldu.

Victor Hugo Edebi Kişiliği

Fransız edebiyatında en fazla eser veren yazardır. 1830’lu yıllarda romantizm akımının en güçlü yazarı ve beyni olarak nitelendirildi. Fransa’nın milli şairi oldu. Fransız edebiyatının babası olarak kabul edildi. Victor Hugo daha sonraki senelerde düz yazıları ve başta da romanlarıyla akıllara kazındı. Pek çok ödül kazanan Fransız yazarın Legion d’Honneur nişanına layık görüldü. Bu yazarın başyapıtı Sefiller isimi romanıdır. Öte yandan Deniz İşçileri romanı dönemin siyasi ve toplumsal problemlerin yansıtmıştır. Hugo’nun eserleri yayınlandığı dönemde çok büyük bir ili ile karşılanmış ve okunmuştur. Günümüzde halen okunmaya ve konuşulmaya devam etmektedir.

Victor Hugo’nun Eserleri

Fransız yazar Hugo tiyatro oyunu, şiir ve roman alanında eserler bırakmıştır. Notre Dame’ın Kamburu ve Sefillerin dışında yazmış olduğu romanlar şunlardır;

  • Nişanlıya Mektuplar
  • İhtiyar Balıkçı
  • İdam Mahkûmunun Son Günü
  • 15 Yaşında Bir Kaptan
  • İzlanda Han’ı

Bazı şiirleri ise şunlardır;

  • Ağlamak İçin Gözden Yaş Mı Akmalı
  • Söylesem Söyleyebilsem Ah Derdime
  • Aşk Dilencisi
  • Kadına Sitem
  • Aşkımın Aşkı
  • Dede Olma Sanatı
  • Dalıp Gitmelerin
  • Bu Çiçek Senin İçin

Tiyatro eserleri ise şunlardır;

  • Ruy Blas
  • Hernani
  • Kral Eğleniyor
  • Lucreca Borgia
  • Mary Tudor

Bunların dışında bir tanede politik eseri vardır. Bu eserinin adı 93 İhtilali’dir.

Yorum yapın