Şeyh Edebali Sözleri


Tarihimizde daha ne kadar güzel, mübarek insanlar var ve biz bunlardan bi haberiz. Bunlardan biriside “Şeyh Edebali” kendisinden bizlere kalan anlam ve bilgelik yüklü sözleri bir araya toplamaya çalıştık. Özellikle Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e nasihatını kesinlikle okumalısınız.

En Güzel ve Etkileyici Şeyh Edebali Sözleri

Şu üç kişiye acı:

-Cahiller arasındaki âlime,
-Zengin iken fakir düşene
-Hatırlı iken itibarını kaybedene.

Hal bil, ahval bil, gönül bil.

Mert ol, yürekli ol.

Gördün söyleme, bildin bilme.

Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.

İkram bil, kural bil, doyum bil.

Çok konuşma, boş konuşma, kem konuşma.

Suçlamak bize; katlanmak sana.

Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.

İlim bil, irfan bil, söz bil.

Güceniklik bize; gönül almak sana.

Usul bil, adap bil, sınır bil.

Şeyh Edebali Sözleri

Sen seni bil; ömrünce bu yeter sana.

Kimsenin umudunu kırma.

Bundan sonra  öfke bize; uysallık sana.

Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.

Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.

Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir.

Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin deme!

Faydalı ile faydasızı ayırt edebilenler, bilgi sahibi olanlardır.

Ukalayla dost olma: çok konuşur, boş konuşur, kem konuşur; üzülürsün.

Yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

Kibirliyle dost olma: hal bilmez, ahval bilmez, gönül bilmez; üzülürsün.

Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın zedelenir…

Cahil ile dost olma: ilim bilmez, irfan bilmez, söz bilmez; üzülürsün.

Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok. Çünkü zaman yok, süre az!

Namertle dost olma: mertlik bilmez, yürek bilmez, dost bilmez; üzülürsün.

Şeyh Sözleri

Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana.

Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin.

Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, Allah Teâlâ yardımcın olsun.

Haklı olduğun mücadeleden korkma! Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.

Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

Beyliğini mübarek kilsin. Hak yoluna yararlı etsin. Işığını parıldatsın. Uzaklara iletsin.

Saygısızla dost olma: usul bilmez, adap bilmez, sınır bilmez; üzülürsün.

Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez.

Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.

En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir.

Şeyh Edebali’nin Uzun Sözleri

Yalnızlık korkanadır. Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına danışmaz. Yalnız başına kalsa da! Yeter ki, toprağın tavda olduğunu bilebilsin.

Açgözlü ile dost olma: ikram bilmez, kural bilmez, doymak bilmez; üzülürsün.

Bey memleketten öte değildir. Bir savaş yalnızca bey için yapılmaz. Durmaya dinlenmeye hakkımız yok çünkü zaman yok süre az.

Sen ve arkadaşlarınız kılıçla, bizim gibi dervişler de düşünce, fikir ve dualarla bize va’dedilenin önünü açmalıyız. Tıkanıklığı temizlemeliyiz.

İbretlik Şeyh Edebali Sözleri

Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır.

Sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktadır.

Savaşı sevmem. Kan akıtmaktan hoşlanmam. Yine de, bilirim ki, kılıç kalkıp inmelidir. Fakat bu kalkıp-iniş yaşatmak için olmalıdır. Hele kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinayettir. Bey memleketten öte değildir. Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz.

Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgârlarında savrulur gidersin.

İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır.

Hayvan ölür semeri kalır; insan ölür eseri kalır. Gidenin değil bırakmayanın ardından ağlamalı.

Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır. Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir.

Görgüsüzle dost olma: yol bilmez, yordam bilmez, kural bilmez; üzülürsün.

Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler, ancak; senin fazilet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır.

Üç kişiye acı; cahiller arasındaki âlime, zenginken fakir düşene, hatırlı iken itibarını kaybedene.

Ey oğul sabretmesini bil. Vaktinden önce çiçek açmaz. Şunu da unutma; insanı yaşat ki devlet yaşasın.

Kişinin gücü günün birinde tükenir ama bilgi yaşar. Bilginin ışığı kapalı gözlerden bile içeri sızar aydınlığa kavuşturur.

Ülke, idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir. Ülke sadece idare edene aittir. Ölünce, yerine kim geçerse, ülkenin idaresi onun olur. Vaktiyle yanılan atalarımız, sağlıklarında devletlerini oğulları ve kardeşleri arasında bölüştüler. Bunun içindir ki, yaşayamadılar.

Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür eseri kalır. Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı. Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli.

İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkmaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca laflamaya başlar. Laf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri iflah etmez. Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir!

Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın…

Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkâr ve iradene sahip olasın! Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz.

Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e Nasihati

“Ey Oğul!

Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana… Güceniklik bize; gönül almak sana… Suçlamak bize; katlanmak sana… Âcizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana… Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adâlet sana… Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana…”

“Ey Oğul!

Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana… Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana…”

“Ey Oğul!

Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı… Allâh Teâlâ yardımcın olsun. Beyliğini mübârek kılsın. Hak yoluna yararlı etsin. Işığını parıldatsın. Uzaklara iletsin. Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalb versin.”

“Oğul!

Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelâmlısın… Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgârlarında savrulur gidersin… Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlûb eder. Bunun için dâimâ sabırlı, sebâtkâr ve irâdene sahip olasın!..”

“Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır. Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir.”

“Milletin, kendi irfânı içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfândır.”

“Oğul!

İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezânında ölürler.”

“Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazîlet ve adâletinle gün ışığına çıkacaktır.”

“Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir.”

“Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.”

“Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! (Gizlenmesi daha faydalı, hattâ elzem olan hususları) gördün, söyleme; bildin, deme! Sevildiğin yere (bıktıracak kadar) sık gidip gelme; muhabbet ve itibârın zedelenir…”

“Şu üç kişiye; yâni câhiller arasındaki âlime, zenginken fakir düşene ve hatırlı iken itibârını kaybedene acı!..”

“Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.”

“Haklı olduğun mücâdeleden korkma! Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli (korkusuz, pervâsız, kahraman, gözüpek) derler.”

“En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir.”

“İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkamaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca lâflamaya başlar, lâf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri iflâh etmez. Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir…”

“Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar. Bilginin ışığı, kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur.”

“Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür eseri kalır. Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı… Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli.”

“Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok. Çünkü, zaman yok, süre az!..”

“Sevgi dâvânın esâsı olmalıdır. Sevmek ise, sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!..”

“Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın…”

Şeyh Edebâli mutasavvıf olması yanında bir rivayete göre ilk Osmanlı kadısı ve müftüsü oldu. Döneminin birçok fakihi ile görüştü ve onlardan ders aldı, çok sayıda talebe yetiştirdi. Önde gelen öğrencilerinden damadı Dursun Fakıh, şeyhten sonra Osmanlı Devleti’nin ikinci müftüsü ve kadısı oldu.

Yorum yapın