Yahya Kemal Beyatlı Sözleri & Şiirleri


Türk Edebiyatına sayısız eser bırakan ünlü şairlerimiz arasında gösterilen Yahya Kemal Beyatlı için hazırladığımız sayfamızda hem en güzel sözlerini hemde şiirlerini bulabilirsiniz;

Bir yerdeyiz ki söz denilen şey palavradır.

Ey talih! Ölümden de beterdir bu karanlık;
Ey aşk! O gönüller sana mal oldular artık;
Ey vuslat! O aşıkları efsununa ram et!
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!

Kıskanıp gizlemiş kaza ve kader
Belki binden ziyade bestesini.

Yahya Kemal Beyatlı Aşk Sözleri

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Kalbi olanların dili yok, dili olanların kalbi yok.

Şiirde lisan, zevk, fikir, mazmun, her şey eskir, yalnız aşk eskimez her dem tazedir.

Bazı yerler vardır ki ruh eser.

Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden.

Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir.

Mazi yosunla örtülü bir göl ki yok dibi, mevsim serin ve bahçede yaprak yığın yığın.

Yer kalmadı beynimde hayale.

Artık demir almak günü gelmişse zamandan, meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Ölenler öldü, kalanlarla muztarip kaldık.

Yahya Kemal Sözleri Resimli

Gürlemiş Topkapı’dan bir yeni şiddet daha şanlı namıyla, büyük top, denilen ejderha.

Bir tel kopar ahenk ebediyyen kesilir.

Ölmek kaderde var, yaşayıp köhnemek hazin/ Bir çare yok mudur buna ya Rabbe’l alemin.

Aheste çek kürekleri mehtâb uyanmasın!

Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar. İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.

Ayrılmanın bıraktığı hicran derindedir!

Kalbimin takati yok, hem bu duyuş çok sürecek. Mavera başlamadan ben buradan ayrılayım.

Üstümüze zaman yağdı, hüznümüz ondan.

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Güçlü olan, yenilmeyen yalnız azimdir.

Sahte bir şiir iyi okunamaz. Olsa olsa mevzun cümlelerden mürekkep bir parçayı iyi kıraat etmiş olur.

En Güzel Yahya Kemal Sözleri

Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç; bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç!

Siyasette, doğru her zaman biraz geç söylenir.

Fethin en müsbet ve en esaslı eseri vatanın yekpareliğidir.

Çünkü bir kıtada askerle değil, milletle durulur.

Bir yoldu parıldayan, gümüşten, Gittik. Bahs açmadık dönüşten.

Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!

Türkçe; ağzımızda, anamızın dili gibi helal ve güzel olmalı.

Gönüldendir şikâyet kimseden feryâdımız yoktur.

Sanat şahsi oldukça şahısların renk renk bir kalabalık olduğu anlaşıldı.

Soğuk ay öptü beyaz ensesini, sardı her uzvunu bir ince sızı.

Ey sevgi anladım bu uzaktan seda ile. Ömrüm yegane lezzetidir hatıran bile.

Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta.

Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi, müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi.

Medeniyette bütün idrakler ihtirasla mümkündür.

İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.

Kalbi olanların dili yok, dili olanların kalbi yok.

Şiir, ilham perisi ile baş başa kalınınca yazılır.

Bugün Türklük tahlil devrinde değil terkip devrindedir.

Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüş yolunu sevdim.

Ölmek kaderde var, yaşayıp köhnemek hazin.

Toprakta tek bir medeniyet vardı: Türk medeniyeti.

Yaşamak zevki nedir bilmez ölümden korkan.

Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!

Yahya Kemal Beyatlı Sözleri Uzun

Bir nesil evvelkilere mevhum saltanat tatlı bir hayal, milliyetler esasları üzerinde bir Türk milliyeti acı bir hakikat görünüyor. Bugün biz o mevhumeye acı hayal, Türk devletine tatlı hakikat diyoruz.

İspat ettik ki bir zaman aşiretten cihangirane bir devlet çıkaran bu millet o cihangirane devletten bugün bir Türk vatanı çıkaracak kudrettedir.

Türk ülkesinde hayat hür, saf, nefis idi. Türkler hayattan birer şarkı gibi geçiyorlardı. Diğer ülkelerde Türk gençleri gibi kahraman, Türk kadınları gibi güzel, Türk kızları gibi ince, Türk gibi hür yollu darbımeseller vardı.

Kör bedbinlik bir milleti nasıl öldürürse sağır nikbinlik de bir zaaftır. Kavi olan, yenilmeyen yalnız azimdir.

Medeniyette bütün idrâkler ihtirasla mümkündür. Bugünkü Garb medeniyetini, kendiliğimizden tiksindirecek kadar, ateşli bir ihtirasla sevmeseydik idrâk edemezdik.

Bir milletin dilini ifade edecek olan sanatkarın o milletin, bütün tarihinde dilinin geçirmiş olduğu Safhaları sadece bilmesi değil, benimsemesi lazımdır. Her millette olduğu gibi, bizde de kelimeleri şiir canlandırmış nesir sadece kullanılmıştır.

Bütün Türkler gibi İstanbullular da biliyorlar ki, millî hareket bütün bir cidali Osman’ın sancağını, Fatih’in tahtını, Selim’in hatırasını nisyandan kurtarmak içindir.

Bütün bu amiller, gitgide, devleti Latinlikten uzaklaştırıyor, ekseriyeti şarklı, Hıristiyan ve Eski Yunancadan bozma bir dille konuşan halka mal ediyor.

Geçmişte sevdiğimiz, hayran olduğumuz ve bağlandığımız şeyler yalnız güzellikler, iyilikler, doğruluklardır; yoksa çirkinlikleri, kötülükleri ve haksızlıkları sevmiyoruz.

Yahya Kemal Beyatlı Şiirleri

Türk Edebiyatı’nın en başarılı şairleri arasında yer alan Yahya Kemal Beyatlı’nın en güzel şiirlerini aşağıda titizlikle derledik hemen inceleyebilirsiniz;

İstanbul Ufuktaydı

Gurbetten, uzun yolculuk etmiş, dönüyordum.
İstanbul ufuktaydı…
Doğrulduğumuz ufka giderken…
Sevdalı yüzüşlerle yunuslar
Yol gösteriyordu.

İstanbul ufuktan
Simasını göstermeden önce,
Kalbimde göründü;
Özentili kalbimde bütün çizgileriyle,
Bin bir kıyı, bin bir tepesiyle,
Bin bir gecesiyle.

Yıllarca uzaklarda yaşarken,
İstanbul’u hicranla tahayyül beni yordu.
Yer kalmadı beynimde hayâle.
İstanbul’a artık bu dönüş, son dönüş olsun.
Son yıllarım artık
Geçsin o tahayyüllerimin çerçevesinde.

Bir saltanat iklimine benzer bu şehirde,
Hulya gibi engin gecelerde,
Yıldızlara karşı,
Cananla beraber,
Allah içecek sıhhati bahş etse…
Bu kafi…!


Geçmiş Yaz

Rüya gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle
Her anını, her rengini, her şiirini hazdan.
Hala doludur bahçeler en tatlı sesinle!
Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan

Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin:
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinden;
Mehtap… iri güller… ve senin en güzel aksin…
Velhasıl o rüya duruyor yerli yerinde!


Endülüs’te Raks

Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı…
Şevk akşamında Endülüs üç def’ kırmızı…

Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir.
İspanya neş’esiyle bu akşam bu zildedir.

Yelpâze çevrilir gibi birden dönüşleri,
İşveyle devriliş, saçılış, örtünüşleri…

Her rengi istemez gözümüz şimdi aldadır;
İspanya dalga dalga bu akşam bu şaldadır.

Alnında halka halkadır âlşüfte kâkülü,
Göğsünde yosma Gırnata’nın en güzel gülü…

Altın kadeh her elde, güneş her gönüldedir;
İspanya varlığıyle bu akşam bu güldedir.

Raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi;
Bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi…

Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli…
Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kerre öpmeli..

Gözler kamaştıran şala, meftûm eden güle,
Her kalbi dolduran zile, her sîneden: “Ole!”


Duyuş ve Düşünüş

Sevdiklerim göçüp gidiyorlar birer birer
Ay geçmiyor ki almayayım gamlı bir haber.

Kalbim zaman zaman bu haberlerle burkulu;
Zihnim düşünceden dağınık, gözlerim dolu.

Kaybetti asrımızda ölüm eski hüznünü,
Lakayd olan mühimsemiyor gamlı bir günü.

Çok şey bilen diyor:’Gidecek her gelen nesil!
Ey sade-dil! Bu bahsi hayatında böyle bil!

Hiç durmadan, hayat öğütür devreden bu çark,
Ölmek sırayladır, sıralanmakta varsa fark.

İlmin derin görüşleri, aklın hükümleri
Doldurmuyor boşalmış olan hisli bir yeri


Eylül Sonu

Günler kısaldı. Kanlıca’nin ihtiyarları
Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları.

Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa…
Yazlar yavaşca bitmese, günler kısalmasa…

İçtik bu nadir içki’yi yıllarca kanmadık…
Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor, yazık!

Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor;
Lakin vatandan ayrılışın ıstırabı zor.

Hiç dönmemek ölüm gecesinden bu sahile,
Bitmez bir özleyiştir, ölümden biter bile.


Akıncılar

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik
Haykırdı ak tolgalı beylerbeyi “ilerle”
Bir yaz günü geçtik tunadan kafilelerle
Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtığı yoldan
Bir gün yine doludizgin atlarımızla
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla
Cennette bu gün gülleri açmış görürüzde
Hala o kızıl hatıra gitmez gözümüzde
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik.

Yorum yapın